Eski adalet bakanları ve hukukçular, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın hukuk devleti ve özgürlükler konusundaki açıklamalarına destek verdi. Kılıç’ın doğru şeyler söylediğini belirten bakanlar, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı açısından bunların önemli olduğunun altını çizdi.
ANAP hükümetlerinde adalet bakanlığı yapan Oltan Sungurlu, “Kılıç’ın ifadelerini hukuk mantığı açısından değerlendirirsek söyledikleri doğrudur.” dedi. Ancak karşılıklı polemiğin tırmanmasını da hoş karşılamadığını bildirdi. “20 yıldır bir şeyi vurguluyorum. Her önüne gelenin elini hukuka sokup, yargıya müdahale anlamına gelen şeyler yapmaması gerektiğini söylüyorum.” uyarısında bulundu.
DSP’li eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk de, Kılıç’ın yargının hedef haline getirilmesini vicdansızlık olarak nitelendirdiğine dikkat çekti. Özellikle rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasından sonra yargıya dönük eleştirilerin arttığını, iktidarın kendi aleyhlerine devam eden süreçte yargıya bilinçli baskı yaptığını kaydeden Türk, şunları kaydetti:
“AYM başkanı, yargının savunmasını yaptı, haksız suçlamaları cevapladı. Yargının eleştirilecek kararları da olur. Yargıya yönelik baskı amaçlı eleştiriler kabul edilemez. Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı açısından Sayın Kılıç’ın sözleri önemlidir. Yüzüne karşı değil de arkasından mı söyleseydi? Başbakan söz konusu eleştirilerini özel görüşmede yapmadı, AYM Başkanı da öyle karşılık versin. Başbakan kamuoyu önünde söyledi. Hukuk devletinin sigortası olan AYM’nin başkanı olarak Sayın Kılıç’ın bu karşılığı vermesi doğaldır, yerindedir. ‘Gayri millidir’ gibi eleştiri olmaz. Yanlış olan AYM’nin savunma konumuna düşürülmesidir. Bu konuşma için AYM adeta zorlandı. Bence Sayın Kılıç son derece isabetli cevaplar verdi.”
Eski Yargıtay Savcısı Ahmet Gündel, yürütmenin de Anayasa Mahkemesi’nin denetimine tabi olduğunu ifade ederken, iktidarların yargının kendileri aleyhine verdiği her karardan sonra adeta hakaretamiz açıklamalarda bulunduğunu dile getirdi. Arkasından da birtakım yasal düzenlemelere başvurmak noktasında yargı mensuplarını ve yargı kurumlarını adeta hizaya getirmek gibi bir hareket ortaya çıktığını belirten Gündel, “Sayın Başbakan’ın bu tutumdan vazgeçmesi lazım, yargının güvenilirliğini zedelemekten uzak durmaları lazım. Yargı kararları eleştirilebilir ama yargı kararlarına, yargı mekanizması kullanılarak eleştiri getirmek lazım. Yargının verdiği kesin hükümlere saygının duyulması lazım. Haşim Kılıç’ın yaptığı açıklamaların her cümlesi son derece önemli; her cümlenin satır satır en baştan okunması lazım ve bundan sonra buna göre hareket edilmesi lazım.” dedi.
Gazeteci-yazar Taha Akyol ise Kılıç’ın konuşması için, “Temel haklar ve özgürlükler manifestosu” nitelendirmesinde bulundu. Akyol, şu değerlendirmeyi yaptı: “En dikkat çekici husus evrensel hukuka yaptığı referanslardır. Sanıyorum bizim hukuk tarihimizde evrensel hukuka en çok referans yapılan konuşmayı dinlemiş olduk. Evrensel hukuka uygun hareket edilirse, yani yasama organı, yürütme organı evrensel hukuka uygun hareket ederse hukuki güvenlik olur ve toplumda huzur olur. Ama siz özgürlükleri kısıtlamaya, insanlara baskı yapmaya kalkarsanız o zaman evrensel hukuka karşı gelmiş olursunuz. O zaman da toplumda huzur kalmaz. O bakımdan çok değerli bir konuşma.”
Eski Yargıtay Başkanı Sami Selçuk da görüşlerini Bugün TV’ye değerlendirdi.
Konuşmayı yapılması gereken bir konuşma olarak niteleyen eski Yargıtay Başkanı, konuşma içeriğinin mantıklı, tutarlı ve hukuki olduğunu ama siyasî olmadığını belirtti.
Selçuk, konuşma içeriğinin A’dan Z’ye doğru olduğunu belirtirken başkana katıldığını da sözlerine ekledi. Açıklamasının devamında ‘AYM ile hükümet arasında ayrılık olduğu mu ortaya çıkıyor?’ sorusu üzerine “Hayır ne ayrılığı. Şimdi AYM’nin Başkanı hukukun dediklerini dile getirmiştir. Şimdi hukuk böyle diyor zaten. Onun dışına çıkamaz bir yargıç. Özellikle yargının sürekli itham edilmesi ve bu arada sürekli olarak paralel devlet gibi, çete gibi, ben açık söyleyeyim; ben bunları safsata olarak görüyorum, masal olarak görüyorum. Bu masallarla bu safsatalarla ülkeyi sürekli meşgul edemezsiniz. Eğer böyle bir iddianız varsa, onu götüreceğiniz yer yargıdır. Bu bakımdan birileri diyor ki bu konuşma sert bir konuşma. Niye sert olsun, söylenmesi gerekenleri orada nezaket çerçevesinde, ölçülü bir şekilde sayın başkan yansıtmıştır. Bundan ders alınabilir. Ama bu bir saldırı konusu olamaz. Yürütmenin yıllardan beri kuşatması altındadır yargı. Bu kuşatma bugün daha da çoğalmıştır. Bugün Türkiye’de hukukun yerle bir edildiği açık. Bunu Avrupa Konseyi de söylüyor. AİHM’den gelen ve orada Parlamento’da yapılan bütün eleştiriler dünyadaki bütün eleştiriler bu doğrultuda.” cevabını verdi.